8 Eki 2014

Sergi ziyareti - Joan Miro

Müze ve sergi gezmek hem ebeveynler, hem de küçük çocuklar için yorucu ve sıkıcı olabiliyor. Çocuğumuzu ne kadar uyarsak da, hazırlasak da hemen sıkılıp "Ne zaman gidicez?" lerine başlayabiliyorlar. En azından gittiğimiz Joan Miro sergisinin 10. dakikasında bize olan buydu. 6 yaşındaki oğlum tüm eserleri göreceğim diye sırada beklemekten kısa sürede sıkıldı. Fakat sonrasında denediklerimle biraz olsun ilgisini çekmeyi başarabildim. İşte başarılı olan taktiklerimden bazıları şunlar oldu;

1) Erken gitmek gerek. Özellikle popüler müze ve sergilerin girişinde çok uzun sıralar olabiliyor. Bu sırada beklemek müzeye -10 mızmızlık puanı ile başlamanıza neden olabiliyor. Erken gidince hem eserleri daha kolay görebiliyor, hem de sırada çocuğunuzun sabrını test etmemiş oluyorsunuz.

2) Herşeyi göreceğim diye kasmayın, kısa tutun. Ne kadar eğlenceli bir ebeveyn olursanız olun, herşeyi bir günde görmeye çalışmak fazla hayalci bir tutum olacaktır. En son Sakıp Sabancı Müzesi ziyaretimizde sadece Miro sergisini gezip çıktık, tam tadında oldu.

3) Fotoğraf çektirin. Fotoğraf çekimine izin verilen sergi ve müzelerde cep telefonu ile fotoğraf çekmesine izin verilebilir. Miro bu anlamda şanslı olduğumuz bir sergi idi. Oğlum uzun bir süre fotoğraf ve video çekerek vakit geçirdi. İşte çektiği bazı fotoğraflar.
Ben ve Miro'nun en beğendiğim eserlerinden biri 

4) Sesli rehber kullanın. Türkiye'de ne yazık ki çocuklara özel sesli rehberler yok. Büyükler için yapılmış rehberler de aynı anda dinlendiğinde keyifli bir eğlence halini alabiliyor. Aynı anda rakamları tuşlayıp dinledik. Hepsini dinlediğini sanmıyorum ama yine de öğrendiği bilgilerle babasına bilgiçlik taslamaktan büyük keyif aldı.
Sesli rehber kullanın

5) Eserlerle ilgili sohbet edin. Hangisini en çok beğendin? Sence bu resmi neden yapmıştır, bu resim ne anlatıyor? ne görüyorsun? diye sorularla hem fikrini sorun, hem de kendi fikirlerinizi de kendisiyle paylaşmaktan kaçınmayın.

6) Reprodüksiyon veya boyama yapın. Sergi sonrasında birlikte Miro'nun resimlerinden bazılarını tekrar çizmeye çalıştık. Veya müzelerde sanatçılara ait bulunan boyama kitaplarını da değerlendirebilirsiniz. Bizimki bunu yaptı, odasına astık.

Bunu da birlikte yaptık 











7 Eki 2014

İrikıyım Timsah - Roald Dahl

Ne haddime! Roald Dahl'ın herhangi bir kitabına yorum yazamayacak kadar hayranım kendisine. En iyisi mi oğlumun bu kitabın nerelerini çok beğendiğini paylaşayım.

İlk olarak Türkçe çevirisi şahane. Hem birçok yeni kelime var, hem de İngilizcesinden bile daha komik. Bulduğumuzda çok eğlendiğimiz bazı yeni kelimeler şöyle;

"İrikıyım, tombalak, zehir zıkkım,  şişkopatates, açlıktan içim eziliyor, karnım zil çalıyor, çipil, sütübozuk, ekşisurat, matrak, paytak paytak, hart hurt, hapır, hupur, çatır çutur, hatır hutur, katır kutur, fırıl fırıl, fırıldak, cızır cızır, cızbız."

Kitabın konusu ise açgözlü, irikıyım bir timsahla ilgili. Timsah şehre gelip çocukları midesine indirmeye niyetliyken, ormandaki diğer hayvanlar da her hain denemesinde timsahın planını bozuveriyor. Çocukları yemek isteyen timsah teması vahşi görünmesine rağmen, anlatımı o kadar komik ki, hikayenin korkutuculuğunu önemli ölçüde azaltıyor. Hafif bir tedirginlik hali, hem çocuğun dikkatinin dağılmamasını sağlıyor, hem de sonunda timsahın başına gelenlere üzülmememize ve hatta süprizli sonuna kahkahalarla gülmemize yarıyor.

Roald Dahl web sitesinde kitabı okuduktan sonra oynanabilecek bazı oyunlar da öneriyor.

Alternatif son: Çocuğunuz ile sırayla alternatif sonların canlandırmasını yapabilirsiniz. Canlandırma öncesi çocuğunuzla konuşabileceğiniz bazı konu önerileri de sitede şöyle verilmiş;
- Kitabın sonunu beğendin mi?
- Nesini beğendin?
- Sence Roald Dahl neden hikayeyi böyle sonlandırmıştır?
- Sen olsan nasıl sonlandırırdın?

Biz ailecek 15'e yakın alternatif son yaratıp oyladık. Oynarken de oldukça eğlendik.
1. "Dev irikıyım timsahı yakalayıp Karadeliğe fırlattı. Timsah deli oldu." Birinciliği aldı.
2. "Bay sinir sesin söylediği sevilmeyen şarkıları zorla dinletme" ikinci oldu
3. "Yakalayıp çöp yedirme"

Uyarı posteri: Çocukları timsahlara yanaşmamaları konusunda uyaran bir poster yapabilirsiniz. Yaparken özellikle kullanılacak kelime seçimlerinde yaratıcılığınızı kullanıp, abartılı olabilirsiniz.
Timsahın gezi yollarının da noktalarla gösterildiği bir poster yaptık 
Bundan sonra okuduğumuz kitaplarla ilgili aktiviteler bulmaya gayret edeceğim. Gerçekten kitap okumanın zevki tavan yaptı.

Youtube'da 23 dakikalık bir çizgi filmini buldum. Okutmadan önce kendiniz görmek isterseniz buyrun izleyin. Gerçi aynı sürede okunuyor da. :)


5 Eki 2014

Sevgi dolu şiirler - Refik Durbaş

Aslında kendim pek şiir sevmem çünkü itiraf edeyim pek anlamam. Bugüne kadar iki şairi anlayabildim o kadar; Orhan Veli ve Refik Durbaş.

Refik Durbaş'ın şiirlerini en son oğlum yaşındayken, ilkokul yıllarımda okumuştum. Pek hatırladığımı söyleyemem fakat hayal meyal de olsa hoş anahtarlar kalmış aklımda; Pofidik bulutlar, ılık rüzgar, güleryüzlü bir balık, incir reçeli, yıldızlar ve aydede.

6 yaş erkek çocuğunun sevebileceği, sıcaklık dolu, naif hikayeler ararken Refik Durbaş'ın bir kitabı gözüme ilişti; Kar üstünde Beyaz bulut.

Ne kadar tavsiye etsem azdır. Oğlum bayıldı, babaanne ziyaretinde bile yanında götürdü, tüm şiirlere şarkılar besteledi :)

Nesini bu kadar beğendi derseniz;

Bir kere yalın anlatımı ile şiiri sevdiren cinsten, Okuyucu ile iletişime geçiyor.

"Gökyüzünde kayıklar
kayıkta iki papağan
biri bu şiiri yazana
biri okuyana armağan"

Komik, okurken kıkır kıkır güldük :)

"Kalemtıraş; kalemlerin berberi,
"Silgi: Yazıların kuru temizleyicisi"

Sevgi dolu, yalnız kalmasın diye Karanlık'a  yoldaşlık eden yıldız ve aydede ile korkulan öğelere farklı bir bakış açısı sunuyor.
"Saat on üç: Anne öpücüğü yanakta" mısrası sayesinde de artık saat on üç'te yanak anneye geliyor :)

Can yayınlarından Temmuz 2014'te piyasaya çıkmış.